Saturday, January 18, 2014

Sekiz Yasindaki Duygu'ya Mektup

Canim,
Bugun 16 Ocak. Hayatimizin 29. Onalti Ocak'i. Henuz haberin yok ama ben soyleyeyim; senin icin cok onemli olacak 29. Onalti Ocak. Bir donem gelecek bu sayiya cok buyuk anlamlar yukleyeceksin, oyle ki nereye gidersen git seninle olsun isteyeceksin 29, uzerinde, bedeninde tasiyacaksin onu. En basta vazgecilmezlik yukleyeceksin ona. Gercek anlamini ise dunyada 29. yilina geldiginde anlayacaksin ancak. 29 bizim icin tam da vazgecilmezligin, sabitligin tersi bir tanem. Hayatta degismeyen tek seyin degisimin kendi oldugu; bir cesit durmaksizin yenilenen yeni baslangiclar listesi. Artik biliyor olacaksin seni sen yapan seyin her seyden once degisim oldugunu, yenilenmek oldugunu. 

Guzel kiz,
Suan bilmiyorsun ama senin hayattan cok buyuk beklentilerin olacak. Daglari delmek isteyeceksin Duygum. Bir sicrayista aya cikmak ve gunese dokunmak. Denizleri bir nefeste yuzmek isteyeceksin. Kucuk kiz, hic korkun olmasin, hepsini basaracaksin. 29 yasina kadar bir suru sey ogreneceksin, basta da sabirli olma erdemini. Dunya buna yaslanmak diyecek; sen aldirma. Hala bugunki gibi cocuk olacaksin aslinda. Hala durmaksizin hayaller kuracaksin ve sonra o hayalleri bir bir gercege donustureceksin. Bir fark olacak yalniz. Tek basina yerde oturup saatlerce oyun oynadigin odanda biri daha olacak. Beraber hayal kurup, beraber oyun oynayacaksiniz. O da senin gibi olacak; kocaman bir cocuk. Adina Ken diyelim. Sen de Barbie. Dusun ki annene yalvar yakar aldirdigin barbie evi sizinmis, icinde oyuncak Barbie'yle Ken degil de sen ve odadaki arkadasin yasiyormus. Oda senin hayatinmis, barbie evi de gercek eviniz. Hic merak etme kucuk kiz. 29 yasinda barbie icin yarattigin hayattan da guzel bir hayatin olacak, hayallerin de sonsuza kadar yasayacak.

Bir tanem,
Surekli bilinmezlikler olacak hayatinda. Merak etme onu yasamaya deger kilan tam da bu bilinmezlikler. Net cizgilerle cizip, farkli renklerle boyamaya calistigin "plan"larin aralarinda kalem kabul etmeyen, boya tutmayan beyaz bosluklar olacak. Ne kadar denersen dene o bosluklari sen dolduramayacaksin kucuk kiz. O yuzden en iyisi mi deneme, birak beyaz kalsin oralar. Zaten merak etme; rengine senin karar vermedigin yerler kendiliginden renklenince resmin daha da guzel olacak. Hatirlasana gecen sene resim dersinde sira arkadasinla beraber yaptiginiz resmi ogretmen ne kadar da begenmisti. Oyle dusun. Hayat bir resim guzel kizim; bazi yerlerini baska bir elin boyamasi gereken cok guzel bir resim.

Bir de bazen uzuleceksin Duygum. Bogazini yirtarcasina aglamak isteyeceksin. Tipki derdini anlatamadigi icin haykirarak aglayan bebekler gibi yeri gelecek kimsenin derdigini anlamadigini dusunecek, hickiriklarla aglamak isteyeceksin. Agla. Unutma ki o kucuk bebekler de aglaya aglaya ogreniyor derdini anlatmayi. Bir de dinleyerek. Herkesi ve her seyi dinle kucuk bebegim. Butun dunyayi dinle, gokyuzunu, gezegenleri, uzayi dinle. Konusarak ogrenemeyeceksin konusmayi guzel kizim, dinleyerek ogreneceksin. Sadece konusan insanlar bir tek kendi seslerini duyar bebegim. O yuzden de yanlis konusuyorlarsa eger hep oyle kalir konusmalari.

Bir de görece diye bir sey ogreneceksin 29 yasina kadar. Bu da resimdeki beyaz bosluklar gibi bir sey. Senin icin yanlis olanin bir baskasi icin dogru olabilmesi. Nasil yani dedigini, kocaman gozlerini daha da buyuterek saskinlikla bana baktigini gorur gibiyim. Hayat şaşırtıcı bir sey bebegim. O yuzden guzel. Hep şaşır, hicbir seyi biliyorum deme. Biliyorum dedigin seylerin seni şaşırtmasına izin ver. Gorece iste bu bir tanem. Bilmek diye bir sey yok; ogrenmek var sadece. Hayatta her seyi ogrenmeye calis. Yagmurun neden yagdigini ve insanlarin neden agladigini. şimşegin neden caktigini ve bazi insanlarin neden avaz avaz bagirdigini ve gunesin neden her sabah dogup her aksam yeniden battigini, ölümü ve yeni baslangiclari ögren bebegim. Hepsinin nedeni şaşırtıcı derecede ayni olabilir. Ama demin de dedigim gibi, her zaman şaşırabil bir tanem cunku goreceler arasindaki bagi ancak sasirarak fark edebilirsin. Neden dogdugunu ve 29 yasina kadar nasil yasadigini sana bu iki sey anlatacak canim; durmadan ogreneceklerin ve ogrendiklerin arasindaki göreceli iliskiler. 

Kucuk kiz,
Kafani cok karistirmis olabilirim. Sen bana aldirma, oyununu oynamaya devam et. Sadece eger arada hayat durmus gibi hissedersen bu mektubu oku. Hayat hic durmayacak bebegim, oyunun hic bitmeyecek. Hep daha da renklenerek, daha fazla oyun arkadasiyla, daha fazla oyuncakla durmadan buyuyen kocaman bir oyun parkina donusecek hayat. Icinde boya kalemlerin, barbielerin, legolarin, oyuncak hayvanlarin, topun, ipin, evcilik setin, kabak bebeklerin, arabalarin, ninja kaplumbagalarin ve daha neler neler olacak. Senin ve arkadaslarinin hep beraber ortaklasa oyun oynadigi kocaman bir park. Hayat iste bu bebegim. Sen sadece tadini cikar ve oyununa bak.

Sana söz 29 yasina kadar muthis bir oyun olacak,  29'undan sonra da her sey giderek guzellesecek. Bir dusunsene oyunun kotusu olur mu hic? Sadece yeni oyunlar olabilir kurallarini bilmedigin, onlari da ogrenirsin olur biter. Hem belki sen bir oyun yaratir, herkese de ogretirsin, fena mi olur?

Guzel kiz,
Seni cok seviyorum, bugune kadar hep sevdim, bugunden sonra da kosulsuz sartsiz sevmeye devam edecegim. Sen de seni sev. Insanlari sev, kotulerini bile. Dusun ki onlar henuz oyunu ogrenememis. Sen ogret onlara ve onlari sev. Dunyayi, uzayi ve icindeki her seyi seversen, dunyayi, uzayi ve icindeki her seyi dinlersen, bir de onlari ogrenmeye calisirsan delemeyecegin dag, tek nefeste yuzemeyecegin deniz yok bir tanem.

29 yasinda cok mutlu olacagiz. Gel seni burda bekliyorum. Sen gelince de beraber 49 yasindaki Duygunun yanina gideriz. O anlatir, biz dinleriz. Kim bilir ne oyunlar oynamistir o. Seni seviyorum. Nice 29'lara bebegim.

Duygu

No comments:

Post a Comment